MARAKEŞ GEZİ REHBERİ

---

Berberi dilinde anlamı “Tanrıların ülkesi” olan Marakeş, Fas’ın ilk başkenti olup, surların içinde kalan Medina - Eski şehir ve Gueliz -modern yeni şehir olarak iki bölümden oluşmaktadır. 

Fas'ın Kızıl şehri Marakeş'e Türk Hava Yollarının artık direk uçuşu olduğu için daha rahat ulaşılabiliyor. İster bizim gibi  uzun gezinizin başlangıç noktası yapın, ister 2-3 günlük eğlenceli gündüzler ve büyülü geceler yaşamak için gelin. Ama mutlaka gelin...

Seyahat programınızı yaparken Marakeş'te en az iki gün kalacak şekilde planlama yapabilirsiniz. Marakeş'in Fas'ın büyülü şehri olduğunu da aklınızdan çıkarmayın...

Marakeş'in degil tüm Fas’ın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri Majorelle Bahçeleri olup, burası bir zamanlar ressam Jacques Majorelle’in evi ve atölyesiymiş. Bahçeye ve toprağa meraklı olan Majorelle, gezdiği yerlerden topladığı tohumlar ve köklerle, evinin bahçesini zenginleştirmiş. Daha sonra burayı keşfeden Yves Saint Laurent ve Pierre Bergé, 1980 yılında evi arazisiyle beraber satın almışlar. 

Bahçe bugün çeşitliliği, ihtişamı ve kırmızı toprak üzerindeki yeşil bitkilerin  ve mavi ile sarı renklerin yarattığı görüntüden ötürü Marakeş’de nereye gidilir diyen herkesi ağırlıyor. Majorelle’in evi de müze olarak gezilebiliyor.

Marakeş’te mutlaka görülmesi gereken üç tane de saray var. Bunlardan ilki Dar el-Makhzen olarak da bilinen Royal Palace. 12. yüzyılda yapılan saray, daha sonra çeşitli yenilemelerden geçirilmiş.

Hemen yanında Badi Sarayı bulunuyor. Badi Sarayı ise, 16. yüzyılda, Portekiz’e karşı kazanılan bir savaşın ardından inşa edilmiş. 

Üçüncü saray ise Bahia Sarayı. 19. yüzyılda yapılmış olan bu sarayın mimarisi İslam felsefesinden esinlenilerek tasarlanmış ve hem Fas, hem de İslam sanatının özelliklerini taşımasıyla Marakeş gezisinde önemli bir durak statüsündedir. 

Jemaa El Fnaa meydanı Medina bölgesinde olup gündüzü ayrı gecesi ayrı macera doludur. Bir meydan düşünün ki bir tarafta kobra yılanları ile yılan oynatıcıları, diğer tarafta maymunları ile dolaşanlar, diğer tarafta kına yapan kadınlar ve çeşitli şeyler satan satıcılar... Alaadin filminin bir sahnesindeymişsiniz gibi hissedebilirsiniz.

Akşamları özellikle Jemaa el Fnaa meydanı çok kalabalık oluyor ve insanlar bu kalabalığı ve renk cümbüşünün fotografını çekmek için meydanı gören teraslarda toparlanıyor. 

Jemaa el Fnaa meydanında mümkün mertebe satıcılar ile ilgilenmiyorsanız göz göze gelmemeye çalışın.

• Marakeş havalimanı şehre çok yakın ve Medina bölgesine yaklaşık 15 dakikada varabiliyorsunuz. İlk kez Marakeş’e geliyorsanız, kalacağınız Riad’ı bulmak zor olabileceği için kalacağınız Riad’dan transfer talep etmek mantıklı olacaktır. Biz havalimanı - Riad arasına otelden ayarladığımız transfer ile 170 Dh ödedik. Taksi ile gelsek muhtemelen 100 Dh ödeyecektik. Ama elimizde bavullar ile o sıcakta Taksiden inip karışık Medina içinde kalacağımız Riad’ı aramak ve taksiciler ile ilk dakikadan pazarlık içine girmeyi istemedik. 

• Kalacağınız Riad’ı ayarlarken Medina bölgesine araba girmediğini dikkate alarak, mümkün mertebe Riad’ın surlara ve yollara yakın olmasına dikkat ediniz. Böylece bavullar ile çok yürümemiş olursunuz.

• Marakeş’te taksiler taksimetre açmıyorlar ve yüksek fiyattan pazarlığa başlıyorlar. Normalde 10/20 Dh’e gidebileceğiniz yere sizden 80/90 Dh isteyerek başlayıp, pazarlık ile  50/60 Dh almaya çalışıyorlar. Gerekirse 2-3 taksi çevirip, 20/30 Dh’e anlaşmaya çalışın.

• Akşama doğru daracık Marakeş sokaklarına motosikletlerin çıkmaya başladığını  ve kaosun iyice artığını söylemekte fayda var. Özellikle yanınızda çocuğunuz var ise onların motorsiklet seslerinden ve kokusundan rahatsız olabileceğini hatırlatalım.

• Marakeş’e gitmeden restoranlardan rezervasyon yaptırmakta fayda var. Özellikle terası olan yerlerde rezervasyonunuzu en üst terastan yaptırırsanız, hem güneşin batışını izler hem de esen rüzgar ile Marakeş’in sıcağını bir parça hafifletmiş olursunuz.