Hem çok sevdiğimiz için, hem de kuzenimin yaşadığı yer olması nedeniyle Londra’yı sık sık seyahat etmeye çalışıyoruz. Müzeleri, tarihi yerlerinin çekiciliği, alışveriş tutkunlarını cezbetmesi ve herkese hitap edecek çeşitlilikte yemek kültürünü içinde barındırması Londra’yı çok fazla turist çeken bir şehir haline getirmiştir. Seyahatlerimize dayanarak otel, restoran tavsiyelerimizi, havalimanı ve şehir içi rahat ulaşım bilgilerini sizinle paylaşmak isteriz. Ayrıca kısa zamanda birçok yeri gezmenizde yardımcı olabilmek ve kendi planınıza taslak oluşturmanız için size örnek “5 günlük hızlı Londra turunu” aşağıda bilgilerinize sunduk.
Londra seyahatlerimizde hem evde hem de farklı bölgelerdeki otellerde kaldık. Kalınabilecek bölgeler ve otel tavsiyelerimiz...
Londra'daki 3 havalimanından şehrin merkezine ve şehiriçi ulaşım detayları...
Londra'da dünya mutfaklarının en iyi örneklerini deneyebilirsiniz. 20 yıldır Londra'da yaşayan kuzenimin tavsiyelerini ve bizim deneyimlerimizi beğeneceksiniz.
Londra'ya gitmişken gezilmesi gereken başlıca yerleri kısaca anlattık...
Londra planı yapıyorsanız en az 5 gün ayırmanızı tavsiye ederiz. 5 günlük hızlı Londra turumuzu inceleyerek, kendi programınızı oluşturabilirsiniz.
Çocuklu ailelere Londra seyahatini şiddetle tavsiye ederiz. Her yaştaki çocuk için Londra seyahatleri eğlenceli ve ilginçtir. Ela ile Londra maceralarımızın detayları...
Londra’nın son derece güvenli bir şehir olmasının yanısıra metro ağının da çok gelişmiş olmasına bağlı olarak kalınabilecek bölge sayısı çok fazladır. Otelinizi seçerken metroya yakın bir yerde seçtiğiniz takdirde her yere ulaşımınız son derece kolay olacaktır. Biz otelde kaldığımız zamanlarda Oxford caddesi üzerindeki Thistle Marble Arch otelde, South Kensington ve Earl’s Court bölgesindeki Best Western zincirine bağlı otellerde ve Paddington’daki Hilton London Paddington otelinde kaldık. Thistle Marble Arch otel Londra’nın alışveriş caddesi olan Oxford Caddesinin üzerinde olup, Hyde Park’a çok yakın ve Primark Mağazasının tam karşısındadır. Bu otel zinciri belli dönemlerde yüzde otuzlara varan indirimler ve özel rezervasyon fiyatları vermektedir.
South Kensington ve Earl’s Court bölgeleri de turistlerin yoğunlukla kaldığı bölgeler olup, buradan “Natural History Museum”, “Albert and Victoria Museum”, Hyde Park’a, Harrods Mağazasına ve Kensington bölgesine ulaşım çok rahattır. Paddington bölgesinin en büyük artısı ise burada bulunan Heathrow Express ile havalimanına ulaşımda yaşanacak rahatlık olup, biz burayı genellikle ertesi sabah erken saatte uçağımız olduğu zaman tercih ettik.
Londra’daki otellerin odaları genelde küçüktür, hatta bazen iki kişi, iki bavul bir de çocuk arabanız varsa odanın içinde hareket edemeyebilirsiniz ve bebek arabanızı otelin lobisinde bırakmanız gerekebilir. Londra’daki birçok otel çok lüks olmasa bile her zaman belli bir düzeyde ve tertemizdir.
Londra’da biz Heathrow, Gatwick, ve Stansted olmak üzere üç havalimanını da kullandık. THY’nin iniş yaptığı Uluslararası Heathrow Havalimanı şehre en yakın ve ulaşımı kolay olan olup, havalimanından Paddington Tren istasyonuna Heathrow Expres ile …. Dakikada ulaşılabiliyor. Her 15 dakika’da bir tren kalkmakta olup, fiyatlar yetişkinler için tek yön £ 21,50 ve çift yön £ 35’dur. Pegasus havayolları Gatwick ve Stansed havalimanlarına ve THY’de Heathrow dışında Gatwick Havaalanına da uçmakta olup, Gatwick havalimanından Victoria London’a 30 dakikada Gatwick Express ile tek yön £17.70, çift yön £31.05’ödeyerek veya zamanınız varsa otobüs ile daha ekonomik fiyatlarla da ulaşabilirsiniz. Stansed Havalimanından Stansed Express ile Liverpol caddesine ulaşabilirsiniz, ancak otelinizin yerine göre otobüs ile ulaşım seçeneği daha ekonomik ve kolay olabilir. Biz Heathrow dışında diğer havalimanlarına EasyBus’dan erken on-line bilet alarak kişi başı £ 2’dan başlayan fiyatlar ile ulaşmıştık.
Şehir içinde ulaşım için kullanacağınız Oyster travel kartları her kullanımlık, günlük veya 7 günlük alabilirsiniz. Genelde gezilecek bölgeler metro ağında birinci ve ikinci kısımda olup günlük sınırsız Oyster travel kart fiyatı £ 12,- ve 7 günlük Oyster travel kart fiyatı £ 32,-‘dur. Tek yön biletin £ 2,30 – £ 2,90 olduğu düşünülürse kısıtlı zamanda çok yer gezmek istiyorsanız metro ve otobüsleri yoğun bir şekilde kullanacağınızdan 7 günlük Oyster travel kart almak ekonomik olacaktır.
Eğer vaktiniz varsa işe gidiş ve işten çıkış saatlerine denk gelmeyecek şekilde 2 katlı otobüsleri de kullanabilir, böylece yol boyunca şehri de gezmiş olursunuz. Ama bu otobüslere Oxford Caddesinde binmenizi tavsiye etmeyiz çünkü orada her zaman trafik vardır ve yürüyerek çok daha hızlı yol alırsınız.
Dünya mutfaklarının en lezzetli örneklerini bulabileceğiniz Londra’daki restoranlar her bütçeye hitap edebilmektedir. Ayrıca İngilizlerin klasiği “Fish and Chips” bir çok yerde denenebilir, ancak en lezzetli yapan doğru yeri bulmak gerekir. Aşağıda bizim Londra’daki favori restoranlarımızdan bir kaçını bulabilirsiniz;
Benihana: Teppanyaki restoran zinciri olan Benihana’nın Londra’da Piccadilly’de ve Chelsea’de olmak üzere 2 restoranı vardır. Siparişiniz şef tarafından şovla birlikte masanızın ortasında pişirilmekte ve şık bir sunumla sizinle paylaşılmaktadır. Akşamları çok yoğun olduğu için çocuğunuz varsa gündüz daha sakin olan öğlen yemeklerini tercih etmenizde fayda vardır. Böylece hem sizinle daha iyi ilgilenmiş oluyorlar, hem de çocuğunuz ile daha rahat edebiliyorsunuz. Ayrıca öğlenleri uygun fiyatlara öğlen menüleri olabilmekte olup, önceden bilgi almanızda fayda vardır. Akşam için önceden rezervasyon yaptırmak gerekebiliyor. California Roll ve Shogun’s feast’ı denemelisiniz. Kredi kartı geçiyor.
Adres : Piccidilly : 37 Sackville Street, London W1S 3 EH
Chelsea : 77 Kings Road, London, SW 34NX
Busaba Eathai: Modern Thai restoranı olan Busaba Eathai’ye Regent street’e doğru giderken Miss. Selfridge mağazasını geçtikten bir sokak sonraki veya Soho’daki restoranında gidebilirsiniz. “Thai calamari” çıtır, değişik soslu bir kalamar olup, şimdiye kadar böyle farklı tat da kalamar yememişsinizdir. Deniz ürünü ve Jumbo karides sevenlere “Sen Chan pad thai”’yi ve et tercih edenlere“Beef sirloin”ı ana yemek olarak tavsiye ederiz.
Adres : Soho : 106 -110 Wardour Street, London, W1F OTR
Marylebone : 8-13 Bird Street, London, W1U 1BU
Yo sushi : Londra’nın bir çok noktasında bulabileceğiniz bu Japon zincirin en sevdiğimiz restoranı Harvey Nicholson alışveriş restoranının en üst katındaki yeridir. Taze olarak hazırlanmış 80 çeşit japon yemeği önünüzdeki banttın üzerinden geçerken beğendiğiniz tabakları alıp, yiyebiliyorsunuz. Bizim favorilerimiz California rolls, cruncy prawn roll, spicy pepper squid, chicken ve duck gyoza, prawn katsu curry’dir. Her tabağın rengine göre fiyatı olup, hesabı önünüzdeki tabaklara göre hesaplıyorlar. Bir çok yerde önünüze çıkacak olan bu restoranı denemeden dönmeyiniz.
Hint restoranı : South Kensington’da bulunan bu 6 masalık ufak Hint restoranına gitmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırmalı ve çocuk almadıklarını bilmelisiniz.
Byron Burger : Gerçek hamburgerin yanında lezzetli milkshakelerin de tadına varabileceğiniz bu zincir Londra’nın bir çok yerinde mevcuttur ve oldukça doyurucudur. Bizim favorimiz “Blue cheese ve roasted red pepper (közlenmiş kırmızı biber)” eklenmiş Cheeseburger ve vanilyalı veya cookies’li milkshake’dir.
https://www.byronhamburgers.com/
Paul Cafe: Fransızların meşhur Paul kafeleri Londra’da tam 31 dükkan açmıştır ve her köşede bulabilirsiniz. Kruvasanları, sandviçleri (benim favorim taze mozerelle peyniri ve pesto soslu sandviçi), zeytinli ekmekleri, tatlıları ve pancakeleri ile hızlı kahvaltılar için oldukça uygundur. Towers of London’a gittiğiniz zaman bahçesindeki Paul kafe’de Tower Bridge’e karşı keyifle kahvaltınızı yapabilirsiniz. Kredi kartı geçiyor.
Ben’s cookies : Oxford caddesi üzerinde ve South Kensington metrosundan inince burnunuza inanılmaz güzel kurabiye kokuları gelebilir. Kokunun kaynağı üzerinde kırmızı ile “Ben’s Cookies” yazan 1983 yılından beri bu işi yapan ufacık kurabiye dükkanlarıdır. Taze olarak pişen ve satışa çıkan beyaz çikolatalı, fındıklı, portakallı, çikolatalı, limonlu gibi 15 çeşit kurabiyeler inanılmaz lezzetlidir. Biz genelde dönüş günümüzde alıp, İstanbul’a yanımızda bile getiriyoruz.
http://www.benscookies.com/our-cookies
Pret A Manger : Konsepti doğal, sağlıklı ve taze ürün olan bu İngiliz zinciri sabah kahvaltıları ve ara atıştırmalar için çok uygundur. Ürünler taze olarak üretilir ve bittikçe takviye edilir. Sabahları lezzetli yoğurt ve müsli, çocuklar için haşlanmış yumurta ve rokalı paketleri, günün her saati tost, kruvasan, soğuk sandviç, soğuk ve sıcak wraplar, çorba, sıcak içecekler ve karışık taze meyve suları bulabilirsiniz. Biz özellikle tostlarını, karidesli soğuk sandviçlerini, wraplarını, sade, bademli ve çikolatalı kruvasanları çok severiz. Kredi kartı geçerlidir.
Buckingham palace : Saray, Kraliçe ve eşi Edinburg Dükü’nün Londra’daki konutudur. Ayrıca ofis olarak kullanılan sarayda konuk devlet başkanlar için verilen ziyafetler gibi devlet törenleri de düzenlenir. Her gün saat 11.00 veya 11.30’da renkli ve müzikli bir törenle saray muhafızları nöbet değiştirirler.
Westminister Sarayı (Houses of Parliament) ve Big Ben: Birleşik Krallık'ta, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası'ndan oluşan İngiliz Parlamentosu'na ev sahipliği yapan yapıdır. Dünyanın en büyük ikinci dört taraflı saati olan Big Ben aslında saat kulesinin çanının adıdır, ancak zaman içinde tüm yapıyı belirtmek için kullanılır olmuştur. 1858 yılında asılan en büyük çan saat başlarında ve küçük olan dört çan ise çeyreklerde çalar.
London Eye : 135 m yüksekliğindeki London Eye gözlem çemberi, kentin 2000 yıl kutlamalarının bir parçası olarak inşa edilmiş olup, bir turu yarım saatte tamamlar. Havanın açık olduğu günlerde 40 km’ye ulaşan görüş mesafesi sunar.
St Paul’s Cathedral: Londra Piskoposluğunun merkezi olan bu katedral 1666 yılındaki büyük yangında harabeye dönmüş ve yeniden inşa edilmiştir. 1965 yılında Churchill’in cenaze töreni burada yapılmıştır ve 1981 yılında Prenses Diana ve Prens Charles burada evlenmiştir.
Tower Bridge : 1894 yılında tamamlanan köprü Victoria dönemi mühendisliğinin bir örneği ve Londra’nın sembolüdür.
Tower of London : Thames Nehri'nin kuzey kıyısında bulunan kalenin yapılışının asıl amacı kraliyet sarayı ve saray suçlularının tutulacağı bir tutuk evi olarak kullanılmaktı. Kale bunların yanı sıra, idam ve işkence merkezi, cephanelik, devlet hazinesi, hayvanat bahçesi, darphane ve gözlemevi olarak da hizmet vermiştir. Her gün yarım saat ara ile yaklaşık 1 saat süren Kale hakkında hikayeler anlatılan ve bilgiler verilen turlar düzenlenmekte olup, bu turları kaçırmamanızı tavsiye ederiz. (Yeoman Warder Guided Tours)
Victoria & Albert Museum : Dinsel nesnelerden modern mobilyalara kadar çeşitli eserleri içeren dünyanın en geniş sanat ve tasarım koleksiyonlarına sahiptir.
National Gallery : 1824 yılında, aralarında Rafaello ve Rubens’ın eserlerinin bulunduğu 38 parçalık koleksiyon satın alınmış, böylece ulusal koleksiyonun temeli atılmıştır. Bugün 2300’den fazla eser vardır ve müzeye giriş ücretsizdir.
British Museum : 1753 yılında kurulan dünyanın en eski müzesi günümüzde dünyanın her köşesinden gelen parçalarla doludur. Mısır Mumyaları, 2000 yaşındaki kalıntı “Lindow Adamı”, Sutton Hoo hazinesi görülmesi gereken parçalardan sadece bazılarıdır.
Natural History Museum : Müze dört ana bölüme ayrılmıştır ve yeni interaktif teknikler ve geleneksel sunuş biçimlerinin bir arada kullanıldığı sergiler, insan ırkının evrimi ya da gezegenimizi korumanın yolları gibi temek konuları ele alır. Özellikle Dinozorlar bölümü ziyaret edilmelidir.
Madame Tussaud’s : Ünlü simaların balmumu heykelleriyle dikkat çeken müzedir.
Hyde Park : Bir zamanlar Westministry Abbey’ye dahil olan ve av partilerinin düzenlendiği bu park ı. James’in 17. yüzyılın başında halka açmasıyla, kentin açık alanlarından biri haline gelmiştir. İçinde insanların kayıkla gezebildiği Serpentine gölünün ve Prenses Diana’nın anısına yapılan çeşmenin bulunduğu park, insanların spor yaptığı, ata bindiği, güneşlendiği, gösterilerin, konserlerin, geçitlerin düzenlendiği bir yerdir. Speaker’s Corner’da Hyde Park’ın Marble Arch’a yakın köşesinde bulunmakta olup, isteyen herkes istediği konu da konuşabilir.
1. Gün : Londra’ya varış
Oxford ve Regent caddelerini dolaşma
Soho ve Covent Garden’ı dolaşma
Benihana veya Busaba Eathai’da yemek yemek
2. Gün : “Hop on Hop off” otobüsü ile Londra’nın başlıca önemli turistik yerlerini görmek (Big Ben, Westminister sarayı, London Eye, Paul’s Katedrali, Tower Bridge,
Trafalgar Square, Piccadilly Circus, etc.)
3. Gün : Green Park
Buckingham Palace’ın önündeki muhafız değişim gösterisini izlemek ve sarayı dolaşmak
St James Park’ı dolaşmak
Piccadilly Circus’u dolaşmak
Müzikale gitmek
4. Gün : Tower of London
British Museum veya Madame Tussaud’s
5. Gün : National History Museum, Victoria and Albert Museum
Harrods ve Harvey Nicholsan’ı gezmek
Yo sushi’de (Harvey Nicholsan’ın en üst katı) yemek yemek.
Hyde Park’ı dolaşmak
Çoğu Avrupa şehrinden farklı olarak hem alışveriş tutkunlarına, hem tarihi yerleri ve müzeleri gezmekten zevk alanlara, hem de parklarda dinlenmek isteyenlere imkan sağlayan bu büyüleyici şehir dünya mutfaklarını kaliteli ve uygun fiyata bulabilmenizi de sağlar. Londra’da en az bir hafta vakit geçirmeden şehrin ruhunu yakalamanız ve ziyaret edilmesi gereken en önemli turistik yerleri görmeniz mümkün olmayabilir. Zamanı kısıtlı olanlara örnek olabilecek beş günlük hızlı Londra gezi programımızı aşağıda bulabilirsiniz.
İlk gününüzü uçaktan iniş saatinize göre alışveriş ve keyif günü ilan edip, Oxford ve Regent caddelerindeki dükkanları dolaşmaya, Soho ve covent Garden’ın ara sokaklarında kaybolmaya ayırabilirsiniz. Oxford Caddesi her zaman çok kalabalık ve turistler ile dolu olup, mümkün mertebe hafta içi dolaşmak çok daha iyi olacaktır. İngiliz markaları olan Mothercare, Clarks ve devasa Selfridges mağazalarını gezebilirsiniz ve öğle yemeğinizi Regent street’e yakın Benihana Restoran’da veya Busaba Eathai’da yiyebilirsiniz.
Çocuğunuz olmasa bile oyuncakların arasında çok rahatlıkla kendinizi kaybedebileceğiniz Regent Street’deki beş katlı oyuncakçı dükkanı Hamleys’i ziyaret edebilir, çocukluğunuza dönebilirsiniz. İstanbul’da Akasya alışveriş merkezinde de yer açmasına rağmen Londra’daki dükkan ve ortam kesinlikle çok farklı ve eğlencelidir.
Old Compton sokağı Soho’nun ana caddesi olup, barları, kafeleri ve pastaneleri ile yüzyıllardır burada yaşayan insanların farklılıklarını yansıtmaktadır. Covent Garden cıvıl cıvıl kafeleri, değişik konseptlerdeki butik dükkanları, sokak müzisyenleri, hareketli Pazar yerleriyle tam turistlere uygun bir yerdir. Ara sokaklarda dolaşarak şehrin bu kısmını keşfetmenin tadını çıkartabilirsiniz.
İkinci gün, güne erken başlayıp Londra’nın simgesi haline gelmiş olan 2 katlı, üstü açık, kırmızı “Hop on Hop off” otobüslerine binebilirsiniz. Farklı şirketlere ait turlar bulunmakta olup, 1 günlük veya 2 günlük turlar alınabiliyor. Bir gün önce turların haritalarını incelemekte, çalışma saatlerini ve fiyatlarını öğrenip, bileti bir gün önce almakta fayda vardır. Londra’nın metro ağının çok gelişmiş olması ve Oyster kartın avantajları ile istediğiniz yere çok hızlı ve ucuza gidebileceğiniz için bir günlük tur almanız yeterli olacaktır. Bu otobüslerin iki veya üç rotası olup, en azından iki rotayı tamamlamaya çalışabilirsiniz. Bunun içinde duraklarda çok fazla zaman harcamamalı ve gezilmesi uzun zaman alacak yerleri daha sonra gitmek üzere programınıza almanızda fayda vardır. Bu gezintinizde Westminister sarayını, Big Ben’i, Westminster Abbey, St Margaret’s Kilisesi, London Eye’ı, St. Paul’s Katedrali, Tower Bridge’ı, Trafalgar Square, Piccadilly square’ı gezmeye vakit ayırabilirsiniz. Vaktiniz sınırlı ise London Eye veya St. Paul’s Katedralinden birinin en üstüne çıkmak yeterli olacaktır. St Paul’s Katedralin en üstüne uzun merdivenler ile çıkılmakta olduğunu, London Eye’a binmek içinde beklemeniz gereken kuyruklar olabileceğini göz önüne alarak seçiminizi yapabilirsiniz. “Hop on Hop off” otobüslerinin fiyatları yetişkinler için £ 22’dan başlıyor ve firmaya göre değişiyor.
Üçüncü gün, güne Buckingham Place’ın önünde kış aylarında saat 11.00 ve yaz aylarında 11.30’da başlayan Muhafız Değişim Töreni ile başlamak için Hyde park corner metro durağından Buckingham Palace’a doğru ağaçlıklı yoldan yürüyerek ulaşabilirsiniz. Her gün binlerce turistin uğrak yeri olması nedeniyle, iyi bir yerden izleyebilmek için en azından yarım saat önce orada olmanız da fayda vardır. Değişimden 15 dakika önce yeni muhafızlar sağ tarafta Muhafız müzesinin ve sol tarafta St James Palace’ın önünden müzikle birlikte harekete başlayıp, saat 11.30’da sarayın önünde buluşup, yarım saatlik gösterilerini tamamlarlar.
Sarayın belli kısımları temmuz sonundan eylül sonuna kadar halkın ziyaretine açık olup, gezilmek istenen bölümlere bağlı olarak ücretleri yetişkinler için £ 22,50 – 35,60 arasında değişmektedir ve 5 yaşına kadarki çocuklarda ücretsiz ziyaret edebilirler. Açık olan bütün bölümleri gezmek istemeniz durumunda ortalama 2 saatinizi buraya ayırmanız gerekebilir. Bu arada Buckingham Sarayının üzerindeki bayrak göklerde dalgalanıyorsa Kraliçe’nin sarayda olduğunu anlayabilirsiniz
Saraydan çıktıktan sonra hemen karşıdaki St. James Parkında yorgunluğunuzu yeşilin tonları arasında sessizliğin ve huzurun tadına vararak atabilirsiniz. Gölün üzerindeki köprüde durduğunuzda, her iki yönde de sizi etkileyecek manzaralar ile karşılaşacaksınız. Bir tarafta ağaçların arasında görkemli Buckingham sarayı ve diğer tarafta London eye ve Westminister sarayını görebilirsiniz.
Daha sonra Piccadilly bölgesini gezebilir ve Londra’ya gitmişken çok uzun yıllardır sahnelenen klasikleşmiş müzikallerden birine gidebilirsiniz. Biletinizi on-line olarak önceden almanız durumunda uygun fiyatlar yakalamanız mümkün olabilir.
Dördüncü gün, bir zamanlar saray suçlularının tutulduğu bir tutuk evi olan ve ünlü kraliyet ailesi suçlularının da idam edildiği Tower of London’ı gezebilirsiniz. Tower of London’ın bahçesindeki Paul cafe’den kahvaltınızı alabilir ve Tower of London’ın hemen yanındaki London Brigde’e karşı kahvaltı yapabilirsiniz. Tower of London’da en fazla ilgi çeken bölümlerden biri kraliyet ailesine ait mücevherlerin sergilendiği “Crown Jewels” bölümüdür. Kale hakkında hikayeler anlatan ve bilgiler veren “Yeoman Warder” Turları her yarım saatte bir ana kapı önünden başlıyor olup, yaklaşık 1 saat sürmektedir. Bu turlara katılarak sarayın hüzünlü, ihanet dolu hikayelerini daha eğlenceli bir şekilde öğrenebilirsiniz. Beyaz kulenin 4 katı da ziyaretçilere açıktır. Tower of London yarım gününüzü geçirebileceğiniz bir aktivite olup, ücretleri yetişkinler için £ 24,5, 5 -15 yaş çocuklar için £ 11’dir ve 5 yaşına kadarki çocuklarda ücretsiz ziyaret edebilirler.
Öğleden sonra ilgi alanınıza göre British Museum veya Madame Tussaud’sı gezebilirsiniz.
Londra’daki son gününüzü önce müzelere ayırıp, daha sonra Hyde Park’ta dinlenebilir ve en son alışveriş için Harrod’s ve Harvey Nicholsan’ı ziyaret edebilirsiniz. Londra’da müzelerin tamamının ücretsiz olması ve turistlerin yoğun ilgisi nedeniyle genelde girişlerde kuyruklar olabilir. National Museum saat 10.00’da açılıyor olup, saat 09.30 gibi kapıdaki kuyrukta yerinizi alırsanız kapılar açılınca hızlıca içeri girebilirsiniz. İlk binaya girişle birlikte dev Dinozor iskeleti ve binanım ihtişamı sizi yeterince içine çekecektir. Geziniz müzenin en ilgi çeken kısmı olan Dinozorlara ayrılmış bölüm ile başlayacaktır. En az 2 saatinizi müzede geçirdikten sonra isterseniz Victoria and Albert Museum’u da gezebilir veya müzelerin hemen arkasında bulunan Hyde Park’a geçebilirsiniz. Güzel bir havada Hyde Park’ta gölün etrafında yürüyebilir, çimlerin üzerinde kiralayacağınız şezlonglarda dinlenebilir, etrafınızda koşturan sincapları ellerinizle besleyebilir, Prenses Diana’nın anısına yapılmış çeşmeyi ziyaret edebilirsiniz. Havanın durumunu önceden kontrol ederek, dördüncü gün ile beşinci günün programlarının yerlerini değiştirebilirsiniz.
Harrods Mağazasının en ilgi çekici kısmı Prenses Diana ve Dodi El Fayad’ın anısına yapılmış her ikisinin resminin, Prenses Diana’nın son kullandığı bardağın ve Dodi El Fayed’in Prenses Diana’ya evlenme teklif ettikten sonra taktığı yüzüğün sergilendiği kısımdır. Ayrıca alt kattaki Londra’ya özgü hediyelik eşyalar bulacağınız alışveriş bölümü ve lezzetli yemekler, tatlılar, ekmekler bulabileceğiniz kısmı da oldukça keyiflidir. Vaktiniz kalırsa ve alışverişi seviyorsanız markaların tamamını bir arada bulabileceğiniz biraz ilerdeki Harvey Nicholsan’a da uğrayabilirsiniz.
Biz kızımız Ela ile Londra gezilerimizde en çok metrolara inerken yürüyen merdiven veya asansör olmadığı için arabasını ve içinde kendisini taşırken zorlandık. Alternatif çözüm olarak da metro yerine otobüs kullanmaya çalıştık, ancak otobüs ile ulaşım metro kadar hızlı olmuyordu veya otobüslerde bebek arabalarına ayrılmış bölüm başka bebek arabaları ile dolu ise, bir sonrakini beklemek zorunda kalıyorduk. Hatta bir defasında engelli biri geldiği ve öncelik onda olduğu için bizden yerimizi ona vermemiz ve bir sonraki otobüsü beklememiz talep edilmişti.
Ela için Hyde Park her zaman ilgi çekicidir. Hava güzelse yeşilliklerde ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarıp dolaşmak, Prenses Diana’nın anısına yapılan çeşmede (Princess of Wales Memorial Fountain) herkes gibi ayaklarını buz gibi suya sokmak, sincapları beslemek, gölün çevresindeki ördeklerin etrafında neşe ile dolaşmak ve ata binen, kaykay yapan çocukları izlemek onu her zaman mutlu etmiştir.
Ela 8 aylıkken gittiğimiz Londra gezimizde kızımız düzenli süt içiyordu ve biz acil durumlarda yaptığımız gibi Starbucks’dan süt aldığımız zaman diğer ülkelerden farklı olarak çocuk için alıyor olmamız sebebiyle ücret almadıklarını bildirdiler.
Ela 1,5 yaşındayken 2 saatlik Londra – Türkiye saat farkı nedeniyle küçük hanımı gece uyutmak mümkün olmamıştı ve 2 saatin sonunda eşim isyan etmiş, gece saat 00.30’da sokaklarda gezdirmeye başlamıştı. Hızlı adımlar ile yürüyen babası önde, elinden tutmuş ona yetişmeye çalışan 1,5 yaşındaki Ela ve şaşkın bir şekilde onları izleyen ve kameraya çeken ben oldukça komik bir görüntü sergiliyorduk. 20 dakikalık yürüyüş sonunda başarılı olmuştuk ve sonunda yorgun düşüp, uyumuştu, ta ki sabah saat 05.00’e kadar. Ela’ya göre saat 07.00 olmuştu ve uyanma vaktiydi.
Gün içinde Ela uyuyunca Hyde park bizim için dinlenme yeriydi. Şezlonglarımızı kiralar, kızımızın arabasını kendimize bağlar, güneşlenerek uykuya dalardık.
Bu arada Londra’nın çoğunlukla yağışlı olduğunu ve bebek arabanızın yağmurluğunun, sizin şemsiyenizin her zaman yanınızda hazır şekilde bulunması gerektiğini hatırlatırız.
Yukarıda verilen fiyatlar Mart, 2015’e aittir ve o tarihlerde £ 3,83 TL değerindeydi
Bu web sitesinde çerez kullanılır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.